MÜSLÜMANLAR DİYANETİ YÜKSEK İSLAM ŞURASI’NIN 2 Aralık 2024'te gerçekleştirilen şura toplantısında kabul edilen beyanıtı.
Bulgaristan Müslümanlarının cebren asimile edilişlerinden, özellikle "yeniden canlanma ve öze dönüş süreci" olarak adlandırılan asimilasyonun son aşamasının başlangıcından bu yana 40. yıldönümü arefesinde, Bulgar toplumuna ve özellikle bütün Bulgaristan vatandaşı Müslümanlara derin bir duygu ve üzüntü ile hitap ediyoruz.
Bu karanlık dönem, yüzbinlerce Bulgaristan vatandaşı müslümanın temel insan haklarının ihlal edilmesiyle onurunu zedeledi, onarılamaz bir yara bıraktı.
Zorunlu asimilasyon yıllarında bir milyondan fazla Müslüman isimlerini değiştirmeye, kültürel ve dini kimliklerinden vazgeçmeye zorlandı.
Komünist rejimin bu kültürel soykırım politikası nesiller üzerinde kalıcı izler bıraktı. İsim her insan için kıymetlidir, kutsaldır. Hele ki biz Müslümanlar için, apayrı bir manası ve anlatılmaz bir değeri vardır. Zira doğumdan sonra çocuğun kulağına ezan okunur ve hayatı boyunca kişi bu mübarek ismi taşır, cenazesinde onunla anılır. İsim aynı zamanda dini kimliğin ayrılmaz bir parçasıdır.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) “Kişi kıyamet gününde aynı isimle anılacaktır” buyurmuşlardır.
Bu sebeple, bu trajik olaylardan kırk yıl sonra bugün, Müslüman topluluğumuzun katalizör etkisi yaptığı Bulgaristan Cumhuriyeti'ndeki demokratikleşme sürecini memnuniyetle kutluyoruz.
Kendi acılarımız, ebeveynlerimizin, büyükanne ve büyükbabalarımızın acıları bizleri, kimliğimizi ifade etme ve savunma hususunda daha da azimli kıldı, insan haklarını yeniden tesis etme yoluna sevk etti.
Son yıllarda demokratik katkılarıyla daha adil ve insani bir toplumun inşasına yardımcı olan tüm hükümetlere, siyasilere ve tanınmış kişilere şükranlarımızı sunuyoruz.
Bulgaristan vatandaşı müslüman toplumu sorunlarına olan empatileri ve onların haklarını koruma konusundaki kararlılıkları, bize geleceğe umut ve inançla bakma konusunda ilham veriyor.
Bu imkandan yararlanarak Müslüman toplumunu, yıllar içinde elde edilenlere daha fazla sahip çıkmaya, özgür seçim ve davranışla Müslüman-Türk isimleri ile vatandaşı olduğumuz Bulgaristan yasalarıyla güvence altına alınan haklarını savunmaya çağırıyoruz.
İslam dininin bize miras bıraktığı isimlerin ve kimlik işaretlerinin önemini hatırlatıyoruz,çağrıda bulunuyoruz.
Ne yazık ki bugün bile çeşitli nedenlerden dolayı resmi veya gayri resmi olarak isimleriyle anılamayan Müslümanlar bulunmaktadır.
Bilerek veya bilmeyerek henüz isimlerine kavuşamayan herkesi, kişisel ve kültürel kimliğin ifadesi olan bu önemli adımı atmaya çağırıyoruz.
Müslüman Diyaneti Başmüftülüğü, Müslüman ismini geri almak isteyen herkese yardım etmeye ve gerekli bilgi ve desteği sağlamaya hazırdır.
Bulgaristan Cumhuriyeti'ndeki mevcut mevzuata göre isimlerin geri kazanılması nüfus kanunu'nun 19. maddesine göre ilgili belediye başkanına yazılı talepte bulunulması şartıyla,yetkisi dahilinde bu konuda yardım sağlamakla yükümlüdür.
Başarılara şükran duyarak ve daha iyi bir gelecek umuduyla, Müslümanlar Diyaneti Yüksek İslam Şurası , bizi bir halk olarak daha güçlü kılan karşılıklı saygıyı, barışı ve anlayışı korumak ve güçlendirmek için tüm topluma çağrıda bulunuyor.
Bulgaristan Cumhuriyeti Müslümanlar Diyananeti, İsrail ordusunun son günlerde Lübnan'ın çeşitli bölgelerine ve başkent Beyrut'a düzenlediği ve yüzlerce sivilin ölümüne yol açtığı hava saldırılarını kınıyor. Saldırılar sonucunda binlerce kişi evlerini terk ederek komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldı.
Bölgede barışın tesisi ve masumların korunması için Yüce Allah'a dua ediyoruz!
Son günlerde İsrail güçlerinin işgal altındaki Filistin'in Batı Şeria'sında sivillere yönelik ve masum vatandaşların ölümüne yol açan şiddet eylemlerini derin kaygıyla gözlemliyoruz.
Bulgaristan Müslümanları Başmüftülüğü olarak İsrail'in Batı Şeria'daki geniş çaplı askeri operasyonunu kınıyoruz.
İsrail dışişleri bakanının, Gazze'de olduğu gibi Batı Şeria'daki kitlesel zorla yerleştirme eylemlerinin tekrarlanacağını belirten açıklaması endişe verici.
Masumlara yönelik şiddete ve Filistinlilere kendi evlerinde uygulanan soykırıma son verilmesi çağrısında bulunuyoruz!
Uluslararası topluma, bölgeye barış ve istikrarın getirilmesi yönündeki yükümlülüklerini yerine getirme çağrısında bulunuyoruz.
Bulgaristan Müslümanları Başmüftülüğü olarak, bölgede barışın bir an önce tesis edilmesine büyük önem veriyor ve masum insanlara yönelik her türlü şiddeti kınıyoruz!
Mübarek beldede barış ve istikrarı yeniden lütfetmesi için Yüce Allah’a dualar ediyoruz!
Bulgaristan Cumhuriyeti Müslümanlar Diyaneti Başmüftülüğü iki kişinin hayatını kaybettiği Brüksel'deki terör saldırısını şiddetle kınamaktadır. Yine Ortadoğu'daki gerginlikler sebebiyle Amerika'da Filistin asıllı 6 yaşında bir çocuğun öldürülmesini büyük bir teessürle karşılamaktadır.
İslâm dini insan hayatına haksızca kastedilmesini kesinlikle yasaklamaktadır. Böylesi insanlık suçlarının kabul edilebilir bir yanı ve izahı yoktur. Bilakis bu tür provokatif eylemler İslâm'ı ve müslümanların onurunu zedelemektedir.
Bu vesileyle Bulgaristan Cumhuriyeti Müslümanlar Diyaneti Başmüftülüğü olup bitenlerden rahatsızlığını, kaygısını dile getirmekte, Ortadoğu'da yaşanan insanlık trajedisinin müsebbibi olarak müslümanların gösterilmemesini temenni etmektedir. Özellikle sosyal medyada provokatif bir şekilde yayınlanan yazılı ve görsel materyallerin sırf şiddeti tırmandırmaya yönelik olduğu açıktır. Brüksel ve Çikago'da yaşananlar bunun örneğidir.
Bu tür insanlık dışı eylemlerin haklı bir tarafı olamaz. Allah'ın en güzel bir biçimde yarattığı insanların canına kastetmek büyük bir suçtur.
Başmüftülük son günlerde Gazze ve İsrail'de yaşanan trajedi sonucunda hayatlarını kaybeden insanların yakınlarına taziyelerini sunuyor ve bir an önce ateşkes ilan edilmesi için insanlığa çağrıda bulunuyor.
Umarız ki, insanlığın ortak çabaları neticesinde nefret, şiddet ve terör olayları son bulacaktır.
Page 742 of 769