Montana bölge müftülüğü üç ayların girmesiyle birlikte Popitsa köyünde din görevlileri ve bir kısım müslümanların katılımıyla toplantı düzenledi. Toplantıya konuk misafir olarak Başmüftü yardımcısı Beyhan Mehmed iştirak etti.
Montana müftüsü Necati Ali mübarek üç aylar vesilesiyle katılımcıları selâmladı ve her hafta farklı yerleşim yerlerinde halkı irşat edici toplantıların organize edileceğini dile getirdi.Başmüftü yardımcısı Beyhan Mehmed, üç ayların müslümanlar için ne anlama geldiğini, bu ayların neden önemsenmesi gerektiğini ve onbir ayın sultanı Ramazan'a hazırlıkı ulaşabilmek adına şimdiden bilinçli bir şekilde gayret edilmesinin son derece önemli olduğunu vurguladı. Ancak bu şekilde Yüce Allah'a yakın olunabileceğini ve rızasına ulaşılabileceğinin altını çizdi.
Popitsa köyü müslüman halkı yapılan toplantı sebebiyle şükranlarını sundular ve Beyhan Mehmed hocaefendiyi tekrar beklediklerini ifade ettiler
Başmüftü Dr. Mustafa Haci Dünya Müslüman Yöneticileri Olağan Toplantısına katıldı.
İsveç'te müslümanların hayat kitabı kur’an-i kerim’in bir nüshası polis eşliğinde T.C. İsveç Büyükelçiliği önünde nefrfetle yakılmasından dolayı, Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı çevrimiçi acil dünya müslüman dini liderler toplantısı düzenlendi. Acil toplantıya 69ülkenden toplam 130 lider katıldı.
Toplantı aşağıdaki bildiri ile sona erdi.
1. İsveç’te 21 Ocak 2023 tarihinde yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yapılan çirkin davranış, inanca, hukuka ve evrensel değerlere karşı işlenmiş bir insanlık suçudur. Bu menfur tavrı şiddetle reddediyor ve lanetliyoruz. Söz konusu insanlık dışı eyleme müsaade edilmesi, hatta polis nezaretinde gerçekleştirilmesi ise utanç verici bir sorumsuzluktur. Bir dinin kutsal kitabına saldıracak kadar saygısız ve pervasız bir zihniyetin varlığı, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi değerlerden ne kadar uzaklaşıldığının açık bir göstergesidir. İnançlara ve kutsallara saldırıların sıradan hale geldiği bir yerde özgürlük söylemi ve demokrasi iddiasının iki yüzlülük ve çifte standarttan başka bir şey olmadığı açıktır.
2. Bazı Avrupa ülkelerinin son zamanlarda temel insan hakları ve özgürlükler alanında yaşadığı çelişkiler ve travmalar kaygı vericidir. Zira söz ve eylemleri ile sürekli Müslümanları hedef alan ve İslam’ın aydınlık yüzünü karalamaya çalışan birtakım basın-yayın organları, kişiler ve örgütlerin varlığı öne çıkmakta, Müslümanların inançlarını, kutsallarını, ibadet mekânlarını hedef alan ırkçı saldırı ve tecavüzler günden güne artmaktadır. Tüm bunlar Müslümanlar tarafından hayret ve endişeyle takip edilmektedir.
3. Bir kez daha ilan ediyoruz ki, İslam, bütün insanlar için can, mal, akıl, nesil ve din özgürlüğünü temin eden barış ve merhamet dinidir. Kur’an-ı Kerim; getirdiği ilkelerle dünyada huzur ve barışı, adaleti, temel hak ve hürriyetlerin dokunulmazlığını öğreten kutsal bir kitaptır. Dolayısıyla Müslümanlar, dünyadaki herkesin onurlu, özgür ve insanca bir hayat yaşama hakkını savunmayı ve bu uğurda çalışmayı, inançlarının gereği bir sorumluluk olarak görmektedirler. Böyle bir inanca düşmanlık yapmak, şüphesiz insanlığın müşterek ve aydınlık geleceğine yapılmış bir suikasttır. Zira Kur’an-ı Kerim bütün insanların kitabıdır. Tekrar ediyorum, Kur’an-ı Kerim bütün insanlığa gönderilmiş bir kitaptır. Hangi inançtan, hangi dinden olursa olsun tüm insanları Kur’an-ı Kerim’i okumaya, anlamaya ve faydalanmaya davet ediyorum. 4. İslam’a ve Müslümanlara yönelik düşmanca tavırlar, ardında kirli çıkar ilişkileri ve ırkçılık barındıran ciddi bir insan hakları sorunudur. Yetkililerin, bu sorunu çözmek yerine duyarsız kalması, siyasi malzeme olarak kullanması ve düşmanca tavırları desteklemeyi tercih etmesi ise tam bir akıl tutulmasıdır. Zira bu çirkin ve ikiyüzlü politika, bulunduğu coğrafyanın barış ve huzurunu da olumsuz etkileyecek, bir arada yaşama imkanını da gölgeleyecektir.
5. Kur’an’a karşı yapılan saygısızlığa tepki gösteren farklı inanç ve düşünce mensuplarının varlığı takdire şayandır. Aynı şekilde Avrupa’da hukuka ve insan haklarına inanan, inanca saygıyı ve toplumsal barışı önemseyen tüm entelektüellerin, akademisyenlerin, aktivistlerin, sivil toplum kuruluşlarının, medya mensuplarının ve aklıselim insanların kutsallara yapılan bu açık saldırılara, hak ihlallerine ve İslam düşmanlığı endüstrisine karşı tepki göstermesi ve inisiyatif alması gerekir. İnsana ve inanca değer veren tüm din ve inanç mensuplarının aynı şekilde tepki göstermesi bir insanlık vazifesidir. Aksi halde söz konuşu kişi, grup ve kurumlar, Müslümanlar ve tüm dünya halkları nezdinde inandırıcılığını yitireceklerdir.
6. İnsanî değerleri ve ahlakî erdemleri hiçe sayan, İslam’a ve Müslümanlara karşı düşmanlıktan vazgeçmeyen bu sorunlu zihniyetle mücadelede geç kalınırsa menfur ve melun saldırıların artarak devam edeceği görülmektedir. Bunun için dünyadaki tüm Müslümanlar İslam’a ve kutsal değerlerine yönelik saldırılara karşı hep birlikte hareket edecek ve en güzel cevabı verecektir. Ayrıca İslam’ın en doğru şekilde tanınmasına yönelik gayretler daha da güçlendirilecektir.
7. Müslümanlar, her zaman ve her yerde İslâm’ın hak ve adalet anlayışını, sevgi ve barış yüklü ilkelerini, Kur’ân-ı Kerîm'in esenlik dolu mesajlarını, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.s.) çağlar üstü örnekliğini ve üstün ahlaki vasıflarını tebliğ ve temsil etmeye, söz konusu değerleri insanlığa sunmak için özveriyle, fedakârlıkla, iş birliği içinde çalışmaya devam edeceklerdir. Birtakım sistematik tahrikler ve saldırılar karşısında asla hukuk dışı yollara başvurmayacak; haklarını, inançlarını ve evrensel değerlerini basiret ve ferasetle savunmayı sürdüreceklerdir. İnanıyoruz ki, insaf, vicdan, hukuk galip gelecek, iyilik ve barış kazanacaktır
Şûra başkanı Vedat Ahmet ve genel sekreter Celâl Faik mübarek üç ayların başlaması münasebetiyle Razgrad, Silistre ve Dobriç müftülükleri dahilinde bir dizi ziyaretlerde bulundu.
Şûra başkanı ve genel sekreter ilgili müftülüklerin idarecileri ve bazı imamlarla gerçekleştirdikleri görüşmelerde; Başmüftülüğün öncelikli kurumsal meseleleri, camilerin fonksiyonelliği ve üç ayların halkımıza ulaşma adına güzel bir fırsat olarak değerlendirilmesi ekseninde konuşmalar yapıldı.
Başmüftülük İdaresi temsilcilerinin ilk durağı Razgrad'ın Düştubak köyü oldu. Burada cemaatle görüştükten sonra XX. yüzyılın başlarından el yazması bir mevlit nüshasını da inceleme fırsatı buldular.
Üç aylar münasebetiyle yapılan görüşmelerin bir sonraki durağı Silistre bölgesinin Kaynarca ilçesine bağlı Goleş köyüydü. Genç müslümanların katılımıyla gerçekleşen buluşmaya Şûra başkanı Vedat Ahmet'in anlamlı konuşması damga vurdu. Gençler verilen öğütleri dikkatle dinledikten sonra bu ziyaret sebebiyle misafirlere teşekkür ettiler.
Ziyaretler dizisi Tervel ilçesinin Orlyak köyünde ve Balçık kasabası Turgut reis camiinde düzenlenen hoşsohbetlerle son buldu.
Eski Zağra'da "Din görevlileri ve manevî olgunluk" başlığı altında bölge imamları ve bir kısım müslümanların katılımıyla anlamlı bir seminer gerçekleştirildi. Seminere Eski Zağra, Hasköy, Tırnovo ve Sliven bölgelerinden toplamda 30 imam iştirak etti. Ayrıca Hasköy müftüsü Erhan Recep ve Sliven müftüsü Turhan Hasan da seminerin misafirleri arasında yer aldılar.
Seminerin sunumu Başmüftülük Manevî Danışmanlık merkezi başkanı Birali Birali tarafından yapılırken, imamların manevî gelişimine vurgu yapıldı.
İlgili program dahilinde Eski Zağra'nın Okçular köyünde de üç ayların önemine ilişkin bir sohbet düzenlendi. Sohbet çerçevesinde müslümanların dînî kimliğı üzerinde mutâlaalarda bulunuldu.
Page 146 of 756